4 Eylül 2016 Pazar

İstemek

     Arthur Schopenhauer der ki: " İnsanlar dunyayi akillariyla kurmuslardir; fakat dunyanin yoneteni bedenleridir."
     Evet, Kant icin akil neyse Schopenhauer icin de akil odur. Ne var ki Schopenhauer, bizleri esas yonlendirenin, aklimizdan ziyade isteklerimizin oldugunu iddia eder. Ne yazik ki bu dogrudur, en azindan gunumuzde yasayan insan icin...
     İnsanoglu, aklini cok guzel kullanabiliyor, onu guzel tatbik edebiliyor; fakat biraz da bosunalik icin. Kendi nefsi icin. Emrah Serbes'in dedigi gibi isteklerin istekleri dogurdugunu bilmelerine ragmen...
     İstek, kadin gibidir. Prezervatif kullanmazsan basina bela acar...
     Dunya'da kisir olmalarini en cok istedigim seyler: bitmek tukenmek bilmeyen isteklerimiz; ancak bu pek de mumkun gorunmuyor tabii... Aslinda her sey koca bir ' Hayir ' a bakiyor sayin seyirciler. Ama buna ragmen biz oyle bir alismisiz ki evete, tipki Yes Man'deki gibi her seye evet deme ihtiyaci hissediyoruz, buna kendimizi zorluyoruz. Lanet olasi evetin olmusuz azili muptelalari...
     Hep daha fazlasini arzuluyoruz, kucuk seylerle mutlu olabilmeyi unutmusuz. Arzu ettigimiz bir sey realize olsa bile, aslinda tam anlamiyla mutlu olmuyoruz. Sadece anlik bir mutluluk iluzyonu yasiyor ya da mutluluk oyunu oynuyoruz. Mutluluk beceriksizleriyiz. Aslinda dunyada en kolay sey, mutlu olabilmek; ama biz zoru basarip kendimizi daima mutsuz kiliyoruz. Niye mi? Cunku, hep istiyoruz... Hep istiyoruz; fakat verniyoruz.
     Elias Canetti'nin de dedigi gibi, '' Paraya alismis bir insan, onun deger kaybini kendi kaybi olarak telakki eder.''
     Sizlere, isteklerinizi sinirlayin demeyecegim, hepimizin her daim daha fazlasini isteyeceni adim gibi bildigimden mutevellit. Adem'den beridir boyle.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder